Bacaklarımla Tahrik Ediyordum

Sabah yine aynı telaşla kalktım ve birkaç dakikada bulabildiğim en hoş giysilerle kendimi durağa attım. Durak her zamanki gibi kalabalıktı ve gelen otobüste tıklım tıklımdı. Hala dün akşamın etkisindeydim içimde çocuksu bir yaramazlık ve kendine güven vardı. Otobüse tıkıldığımı bile hatırlamıyorum. Herkez birbiriyle akraba durumundaydı. Arkamda kimin olduğunu bilmiyordum ama her neyse içimdeki küçük yaramazı uyandıran küçük yüklenmeler çok hoştu. Farkında olmadan yapılan bu her neyse beni ıslatıyordu. Kendimi bu sallantılar denizine bıraktım. Arabanın her fren yapışında arkamdaki baskı artıyor ve beni dün akşama götürüyordu. Artık yoldan çıkmış ve namuslu taze ünvanımı kaybetmiştim. Yeni bir ortam ve yeni bir heyecan bulmanın keyfiyle büroya çıktım. Büronun temizlik görevlisi benden erken gelir ve diğerleri gelmeden sabah çaylarını hazırlardı. Yine oradaydı, selamlaşıp içeri geçtim. Adam bana henüz odayı temizlemediğini izin verirsem temizleyeceğini söylediğinde beni rahatsız etmeyeceğini devam etmesini söyledim. Şeytan bu ya adamın dikkatini çekip çekemeyeciğimi merak ettim ve hafifçe bacaklarımı araladım. Kısa ve dar eteğim adamın temizlik yaptığı yönde bir frikik veriyordu. Kıllı ve kaba temizlikçi farkına vardığı bacaklarımdan gözlerinin alamıyor ama belli etmemek için azami gayret gösteriyordu. Ben hiç oralı olmadan çalışmaya! devam ediyor ve arada bir açıyı daha da genişletiyordum. Zavallı konumu ters olmasa üstüme atlardı belki. Fazla ileri gitmeden açıyı bozdum ve adama işinin bitip bitmediğini sorup gitmesini sağladım.Ne olmuştu bana bir gecede her huyum değişmiş yerime bir şeytan geçmişti. Bu şeytan beni fazlaca mutlu ediyordu. Can bey geldi ve hiç bir şey olmamış gibi davranarak, yarın akşam şirket çalışanları için yemek organize etmemi ve bunu her büroya duyurmamı emretti. Eşimle birlikte yemek salonunun kapısında Can bey ve eşi tarafından gayet sıcak karşılandık. Aynı masaya tüm müdürler ve eşleri beraber oturduk. Masalar küçük olduğu için yanımdaki diğer müdürle çok yakındık. Tek parça tayt elbisem derin bir göğüs ve sırt yırtmacına sahipti. Eteğimin kısalığından otururken çekmek bile kar etmiyor baldırlarım hep açıkta kalıyordu. Ten rengi çoraplarım davetkar olmalıydı.İlk danslardan sonra biraz içkinin tesiriyle iyice rahatlamış ve yanımdaki müdürün koltuğuna kadar yayılmıştım. Bundan rahatsız olmadığını o da bana yanaşarak belli etmişti. Ben farkında olmamış gibi davranıyor ama bu arada adamın küçük sürtünmelerinden çok zevk alıyordum. Ve onun tarafından dansa kaldırıldım karısıyla da Can bey dans ediyordu. Kocamsa bir başka müdürün eşiyle dans ediyor ve gülüşüyorlardı. Umurumda bile değildi. Ben kendimi adamın kollarında heyecanlı hissediyor ve küçük yüklenmelerle göğüs ve kalçalarımı hissettiriyordum. Loş ışığın sağladığı görünmezlik adama cesaret vermiş olmalıydı elinin arkamdan kalçalarıma doğru yavaş ve çekingen biçimde indiğini hissediyor beni avuçlaması için içimden gelen feryada zor dur diyebiliyordum. Yapmadı beni dans boyunca kibarca okşadı. ve oturduk. Eli bacaklarıma daha cesaretle masa altından uzanıyor fakat kazaymış gibi geri çekiyordu. Aslında uzun masa örtüsü o gece neleri saklıyor hiç belli değildi. Çünkü herkes kendi karısını bırakmış yanındakiyle takılıyordu. Hiç kimse umurumda değildi adamın elini tutup orama yerleştirdim ve aletini okşamaya başladım . Aleti beni beni delip geçmek istiyordu sanki. Avuçları benim salgılarımdan ıslanmıştı bunu ince çorabımın üzerinden hissediyordum. Gece bitti ama eğlenceye doyulmadığına karar verilip bir disko üzerinde anlaşıldı. Disko çok karanlıktı ve şeytan ayinlerini anımsatan garip ve gürültülü bir müzikle beraber dans edenden çok sevişen vardı. Adam yanımıza gelmek için fırsatı kaçırmadı ve oturdu. Oturdu demek yalan olur çünkü barın yanında yarı ayakta sıkıştı. Ben uzun ve bacaklarımı yerden kesen sandalyeden tam frikik durumunda etrafı kolluyor ve ona rahat gösteriyordum. ..

Bir cevap yazın